Yeniçeriler, 600 yıllık Osmanlı tarihinin yaklaşık 450 yıllık dönemine damgasını vurmuş ve birçok zaferde büyük rol oynamıştır. Kapıkulu Ocakları’nın piyade kısmını oluşturan Yeniçeriler, Osmanlı ordusunun çoğunluğunu oluşturmamasına rağmen sürekli adından söz ettirmiştir. XVI. yüzyılın sonlarına doğru bozulmaya başlayan Yeniçeri Ocağı, fonksiyonunu kaybederek devlete yük olmaya başlamıştır. İşte zaferlerden isyanlara yeniçeriler:

Yeniçeri Ocağı Nasıl Kuruldu?

Osmanlı Beyliği, devletleşme sürecinde gaziler ordusunu kullanıyordu. Eli silah tutan herkes sefere birlikte çıkıyordu. Sınırların genişlemesiyle birlikte bu ordu yetersiz kalmaya başladı. Ayrıca savaşa çıkıldığında yerleşim bölgeleri korumasız halde kalıyordu. Çandarlı Kara Halil Paşa’nın teşebbüsleriyle Yaya ve Müsellem Ordusu kuruldu. Ancak bu ordu devletin büyümesiyle askeri ihtiyaçlara cevap veremedi. I. Murad, Edirne’nin fethinin ardından Kara Halil’in de çabaları ile “Yeni-çeri” (yeni-asker) adıyla bir ocak kurdurdu. İlk olarak Pençik Sistemi ile savaşta ele geçirilen esirlerden seçilenlerin yetiştirilmesiyle asker alımı başlatılmıştır. Ardından Devşirme Sistemi ile özellikle Rumeli’deki Hristiyan ailelerden alınan çocuklar yetiştirilerek çağa damgasını vuran Yeniçeri Ocağı’nın mekanizması oluşturuldu. Sonrasında Enderun Mektebi’nin kurulmasıyla bu sistem oturtulmuştur. Fatih Sultan Mehmet zamanında ise geliştirmeler yapılmıştır.

Devşirmelerin Yetiştirilmesi

Devşirilen çocuklar 100-200 kişilik kafileler halinde İstanbul’a gönderilir, sünnet edilir ve Müslüman olurdu. Yeniçeri ağasının teftişi sonrası, belli bir süre, Anadolu ve Rumeli çiftlik sahiplerinin hizmetlerine verilir, Türkçeyi ve Türk Müslüman geleneklerini öğrenmeleri sağlanırdı. 3-8 sene sonrasında yeniden İstanbul ve Gelibolu’ndaki Acemi Ocaklarına sevk edilirlerdi. Burada Acemi oğlan adıyla kabiliyetlerine göre yetiştirilirlerdi. Askeri kabiliyeti en üst düzeyde olanlar Yeniçeri, diğerleri ise Cebeci, topçu, lağımcı ve tersane hizmetlisi gibi Kapıkulu Ordusu’nun birimlerini oluştururdu. Zeki olanlar ise saraya giderdi.

Yeniçeri Ocağı’nın Kuralları ve Özellikleri

Yeniçerilerin savaş zamanları dışında kışladan çıkması yasaktı. Talimle zaman geçiriyorlardı. Emekli olana kadar evlenemezlerdi. Yeniçeri ağası hariç diğerlerinin sakal bırakması yasaktı. Şartsız itaat etmek zorundaydılar. İslamiyet’in emirlerini eksiksiz yerine getirmeleri gerekiyordu. Öldüklerinde tüm mal varlıkları Yeniçeri Ocağı’na kalırdı. Kendilerinin tek ailesi babaları olan padişahtı. Osmanlı padişahları geleneksel olarak ocağa kaydedilir ve rütbe olarak padişah veya sultan değil “baba” yazılırdı. Ayrıca her 3 ayda bir dağıtılan maaşlarda padişahlar yeniçeri kıyafetlerini giyerek maaşını alırdı.

Yeniçeri Ocağı, XVI. yüzyılın sonlarına kadar disiplin ve donanımıyla rakipsizdi. Eğitimlerinde askeri talimlerine ve terbiyelerine çok dikkat edilirdi. Çok iyi kılıç kullanırlar ve hiç durmadan 300 ila 400 ok atabilirlerdi. Yağlı mermerleri tokatlayarak ellerinin sertleşmesini sağlarlar ve çok güçlü darbeler indirebilirlerdi. Ateşli silahların keşfedilmesinden sonra tüfek talimleri de yapmaya başladılar.

Savaş alanına ayak bastıklarında sefer duası yaparlardı. Savaşlarda topları ve tüfekleri ile padişahın önünde yer alırlardı. Ordunun geri kalan bölümlerine göre daha küçük bir mevcuda sahiptiler. Osmanlı ordusunun asıl gücünü hafif süvariler ve sipahiler oluşturmaktaydı. Süvarilerin ve sipahilerin vur kaç taktiği ile yorduğu düşmana yeniçeriler ve topçular son darbeyi indirirdi. Asıl amaçları padişahı korumaktı. Ayrıca yeniçerilerin baskın olarak etki ettiği birçok savaş vardı. Kale kuşatmalarında ise çok başarılıydılar. Yeniçeriler Osmanlı Devleti’nin düşmanlarına korku salan piyadeleriydiler.

Yeniçeriler kıyafetlerinden de çokça söz ettirmiştir. Başlarına giydikleri keçeden yapılma külaha “börk” denilirdi. Börkün arkasında enseyi ve omuzları darbelerden ve iklim şartlarından koruyan “yatırma” denen bir parça yer alırdı. Elbiseleri topuklarına kadar inerdi. Genellikle savaş alanlarında çizme giyerlerdi.

Yeniçeriler Bektaşi tarikatına mensuptular. Hacı Bektaş-ı Veli, Osman Bey veya onun neslinden herhangi biriyle karşılaşacak kadar uzun yaşamamış olsa da onun yetiştirdiği âlimlerin yeniçerileri etkilediği düşünülmektedir.

Osmanlı Mehteranı da Yeniçeri Ocağı’nın bir parçasıydı. Düşmanın moralini bozmak, emirlerin bildirilmesi ve askerlerimizin moralini arttırmakta kullanılıyordu. Yaptıkları bestelerle Avrupa’ya ilham kaynağı olmuşlardır. Birçok Avrupalı bestekâr bu bestelerden esinlenmiştir. Ne yazık ki, Vaka-i Hayriye (Hayırlı Olay) sırasında birçok beste kaybolmuştur.

Yeniçeri Ocağı’nın Bozulması

Yeniçeriler gücü ve başarılarıyla ünlü olduğu kadar çıkardığı isyanlar ve devleti soktuğu zor durumlarla da ünlüdür. Bazen yöneticilerle bazen de ilmiye sınıfıyla anlaşarak padişahlar tahttan indirilmiş, nice vezirlerin canı alınmış, seferlere gitmek istememiş veya firar etmiş, yasağa rağmen evlenip ticarete atılmış, padişah sözü dinlemez olmuş ve devlet içinde devlet haline gelmişlerdir. İşte Yeniçeri Ocağı’nın bozulması ve kaldırılmasını tetikleyen olaylar:

Devşirme Sistemi’nin temel kurallarından bir tanesi Türk-Müslüman halkın bu müesseseye alınmasının yasak olmasıydı. Kanuni Sultan Süleyman ve öncesindeki padişahların güçlü otoriteleri ve ordunun başında sefere çıkmaları Yeniçeri Ocağı’nın düzenini korumuştu. Bu dönemlerde ocağa Türk ve Müslüman halkın veya eğitimsiz kişilerin girmesi mümkün değildi. II. Selim’den itibaren Osmanlı padişahları seferlere katılmamaya başladılar. Bu durum yeniçerilerin disiplinini etkilemeye başladı.

III. Murad devrine kadar Yeniçeri Ocağı’nın bu kuralı devam etmiştir. III. Murad, şehzadesi Mehmed’in sünnet düğününde bazı küçük hizmetleri olan ve çeşitli hünerler gösteren kişileri, mükâfat olarak ocağa aldırmasıyla bu kapı aralanmış ve bir daha kapatılamamıştır. Yine aynı zamanda İran ve Avusturya Savaşları dolayısıyla yeniçeri sayısını arttırmak için ocağa dışarıdan alımlar yapılmıştır. Kurulduğu dönemde sayısı 4 bin civarında olan Yeniçeriler, XVII. yüzyıl ortasında 100 bini bulmuştur.

Osmanlı akçesinin değerinin düşmesi ve maaşların ödenmesinin gecikmesiyle maddi durumları bozulan Yeniçeriler ek işlere girişmişlerdir. Yeniçerilerin ocakta talim yapması gerekirken ticarete atılmış ve esnaflığa girişmişlerdir. Bu durum askerliğin ikinci planda kalmasına ve ocağın bozulmasına neden olmuştur.

XVI. yüzyılın sonlarından itibaren bazı devlet adamları mevkilerini kuvvetlendirmek için ocakları tahrik etmişleridir. Örneğin III. Mehmed döneminde sadrazamlık yapmış olan Yemişçi Hasan Paşa azlettirilmek istenmiş ancak Yeniçeri Ocağı’nın yardımıyla yerinde kalabilmiştir.

Yeniçeriler bazen yönetici kesimle bazen de ilmiye sınıfıyla anlaşarak padişahları tahttan indirmişlerdir. Sultan İbrahim, III. Ahmed ve II. Mustafa bu duruma örnektir.

Yeniçeriler bu dönemlerde halka çok zulüm yapmışlardır. Çıkardıkları isyanlarda çarşı ve pazarlarda yağma yapmışlardır. Esnaftan ve İstanbul’a gelen gemilerden haraç almışlardır. Bu durumlar büyük huzursuzluklara neden olmuş ve dükkânların uzun süre kapalı kaldığı zamanlar olmuştur.

 

Yenilik Hareketleri

II. Osman (Genç), 1621’de Lehistan Seferine çıktı. Yeniçerilerin disiplinsizlikleri bu savaşın sonuçlanamamasına yol açtı. II. Osman bu seferdeki başarısızlığın sebebini anlamıştı. Yeniçeri ve sipahi ocaklarını kaldırarak yeni bir ordu kurmayı planladı. Ancak yeniçeriler bu durumu haber alınca kendisini tahttan indirerek öldürdüler. Bu durum yeniçerilerin artık tamamen bozulduğunun kanıtıydı. II. Osman’ın planladığı birçok yenilik gerçekleştirilememiş oldu. Yeniçeriler ilk defa padişah kanı döktü. Sonraki padişahlar yeniçeri ocağına dokunmayarak yeniliklerine devam ettiler. Askeri tehlikeden dolayı Edirne’de hüküm süren padişahlar oldu.

III. Selim, Nizam-ı Cedid adıyla yeni ve modern bir ordu kurdu. Bu yeni ordu Napolyon’un Suriye’ye saldıran ordusunu mağlup etti. Yeniçeriler akıbeti görerek ayaklandılar. Arkasında Rus tahriki de bulunan bu isyan sonrasında padişah tahttan indirilmiştir.

II. Mahmud, amcası III. Selim’in yolundan ilerledi. Nizam-ı Cedid ordusunu yeniden düzenleyerek Sekban-ı Cedid adını verdi. Bu ordunun güçlenmesi ve maaşlarının iyi olması sebebiyle yeniçeriler isyan etti. Alemdar Vakası denilen bu olayda Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa öldürüldü. Yenilik hareketleri durmuş oldu. Ayrıca Sekban-ı Cedid ordusu kaldırıldı.

Vaka-i Hayriye (Hayırlı Olay)

II. Mahmud bu olayların ardından bu ocağı kaldırmaya tamamen kararlıydı. Eşkinci Ocağı adlı bir ordu kurdurttu. Ayrıca yeniçerilerin içinden bazı subaylarla anlaştı. Ardından yeniçeriler ayaklandı. Bu durumun ardından yeniçerilerin kaldırılması kararına varıldı.

Sancak-ı Şerif çıkarılarak halk silahlandırıldı. Padişah ve devlet adamları da kılıçlarını kuşandı. Padişaha sadık topçu birlikleri kışlaları topa tuttu. Şiddetli çarpışmalardan sonra Yeniçeri Ocağı ortadan kaldırılmış oldu. Şehirlerdeki birçok yeniçeri de idam edilmiş ve sürgüne gönderilmiştir. Firar edenler de yakalanmış ve aynı akıbeti görmüştür.

Bu olay tarihe Vaka-i Hayriye olarak geçmiştir. 6 bin ila 10 bin civarında yeniçerinin öldüğü düşünülmektedir. Sağ kalanlar ise idam edilmiştir. Anadolu vilayetlerine ocağın kaldırıldığına dair fermanlar gönderilmiş Taşradaki Yeniçeri birlikleri bu fermana boyun eğmişlerdir.  İsyana katılmayan sadık birliklerden  “Asâkir-i Mansure-i Muhammediyye” adlı yeni bir ordu kurulmuştur. Ayrıca Bektaşi tarikatı da kapatılmıştır.

Yeniçerilerin Kaldırılmasından Sonra

Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasının ardından arkasında büyük bir askeri boşluk bırakmıştır. Henüz düşmana karşı koyabilecek güçte bir kuvvetin bulunmamasından Ruslar istifade edecektir. Rusya’nın askersiz kalmış Osmanlı topraklarına saldırarak kısa zamanda büyük toprak parçalarını kolayca ele geçirmesi bu askeri boşluğa bağlanmaktadır. Diğer yandan birçok yeniliğe engel olan ve devlete yük haline gelmiş olan bu ocak kaldırılmış oldu.

Yeniçeri ocağı kaldırılmış ancak askeri gücün, siyasete müdahale etme geleneği bitmemiş; Sultan Abdülaziz ve Sultan II. Abdülhamid, askerî komplolarla tahttan indirilmiştir.

Sonuç Olarak…

Yeniçeri Ocağı, Osmanlı Devleti’nin askeri gücü olarak birçok zaferde ve toprakların genişlemesinde rol oynamıştır. Yapılan bazı hatalar sebebiyle zamanla fonksiyonunu kaybetmiş ve görevini yerine getirememiştir. Yeniliklere ve düzenlemelere sürekli karşı çıkmışlardır. Devlet malını yağmalamış, devlet adamlarını ve padişahları katletmişlerdir. Halka zulmetmişlerdir. Ve sonunda ortadan kaldırılmıştır.

 

 Yararlanılan Kaynaklar

  • Dr. Ahmet Şimşirgil, Osmanlı’da Yeniçeriler, Tarih ve Medeniyet, TGRT Haber, 12. Bölüm, 28 Ocak 2017
  • Mehmet Beşirli, Yeniçeri Ocağının Kaldırılmasından Sonra Tokat ve Çevresinde Güvenlik Sorunu, Tarih İncelemeleri Dergisi, Cilt 18, Sayı 1, Temmuz 2003, 15-43
  • Mustafa Akdağ, Yeniçeri Ocak Nizamının Bozuluşu,
  • Mustafa Armağan, Yeniçerilik kalktı, iyi mi oldu?, Zaman Gazetesi, 2000
  • Hamdi Can Tuncer, Yeniçeriler, National Geographic Türkiye, 11 Kasım 2015
  • Dr. Ekrem Buğra Ekinci, Kazan Devrildi, Söndürdü Ocağı, Kişisel Web Sitesi, 8 Aralık 2014

 

tarihdersleri.org
Leave a replyComments (1)
  1. kh 6 years ago

    genç osmanı yedi kulle zindanlarında boğanlar devşirme artığı yeniçerilerniz

    ReplyCancel

Bir cevap yazın